BTP’de Yükselen Dalga: Hüseyin Baş ve Kongre İzlenimlerim
07/12/2025 19:42 | Son Güncelleme : 12/12/2025 07:17
| Müslüm OKATAN
Türkiye bir süredir yeni bir siyasi arayışın içinde. Ekonomiden eğitime, adaletten sosyal hayata kadar yaşanan sorunlar, vatandaşın mevcut siyasi yapılar dışında alternatif adresler aramasına yol açıyor. 28 yıllık gazetecilik hayatım boyunca sayısız kongre izledim; her partinin salonuna, kulisine, heyecanına tanık oldum. Fakat Bağımsız Türkiye Partisi’nin 9. Olağan Büyük Kongresi, uzun zamandır görmediğim bir kalabalık, bir hareketlilik ve bir toplumsal talep sundu bize. Bu bir kongreden öte, büyüyen bir enerjinin kamuoyuna yansıması gibiydi.
Kongre öncesi defalarca büyük salonlar için başvuru yaptıklarını ancak “yok” yanıtı aldıklarını belirten BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, konuşmasına “Bugün ortaya çıkan bu tablo sizin eseriniz, Bağımsız Türkiye artık salonlara sığmıyor” sözleriyle başladı. Bu ifade, o gün yaşanan manzaranın özetiydi; çünkü salon dışına taşan kalabalık, yüksek bir ilgi ve özellikle gençlerden gelen yoğun katılım, uzun zamandır böylesine görünür olmamıştı. Sloganlar ise kongrenin ruhunu net bir şekilde ortaya koyuyordu: “Mustafa Kemal’in askerleriyiz.” BTP’nin siyasal konumlanışının Atatürk çizgisinde, daha diri ve genç bir tabana yöneldiği açıkça hissediliyordu.
Hüseyin Baş’ın kongrede tanıttığı yeni A takımı da dikkat çekiciydi. Ekonomi ağırlıklı, akademik bir kadro ve dikkat çeken isimler vardı...Türk siyasetinde görmeye alışık olmadığımız bir yenilenme hamlesi. Bu kadro, partinin “biz ikdidara hazırız” mesajını sadece sözle değil, somut bir vitrinle de güçlendirmiş durumda. Üstelik Bağımsız Türkiye Partisi kısa süre önce uyuşturucu ve sanal kumar konusunda 60 ilin üzerinde saha araştırması yürütmüş. Bu çalışma, Türkiye’nin en kritik toplumsal yaralarından birine doğrudan temas eden nadir siyasi faaliyetlerden biri olarak kayda değer.
Kongrede üzerinde sıkça durulan başlıklardan biri de merhum Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’ydi. Kurulduğu günden bu yana BTP’nin temel programı olan bu model, bugün küresel ekonomik kırılmalar ve gelir adaletsizliğinin hızla büyüdüğü bir dönemde yeniden tartışılır hale geldi. Bir dönem yeterince anlatılamadığı için geniş kesimlere ulaşamayan bu modelin, artık daha kararlı şekilde kamuoyuna sunulmak istendiğini görmek mümkün.
Hüseyin Baş’ın konuşmasının ana ekseni, “Türkiye’nin sorunu kişiler değil, sistemdir” vurgusuydu. Ekonomiden eğitime, hukuktan devlet işleyişine kadar pek çok başlıkta yapısal sorunların altı çizildi. Bu bakış, Türkiye siyasetinde son yıllarda pek duyulmayan ölçüde açık ve net bir yaklaşım. Özellikle gençlerin bu söyleme yüksek ilgi göstermesi, BTP’nin yükselişindeki en önemli sosyal faktörlerden biri olarak dikkat çekiyor. Nitekim kongre salonundaki genç yoğunluğu, partinin son yıllarda ivme kazanan dönüşümünü doğrular nitelikteydi.
BTP’nin 9. Olağan kongre günü ortaya koyduğu tablo, artık yalnızca “normal bir parti ” olarak görülmeyeceğini işaret ediyor. Meclis’e girmeleri hâlinde, renkli, etkili ve halktan yana bir muhalefet çizgisi oluşturabilecekleri yönündeki kanaat giderek güçleniyor. Kongre öncesi Anıtkabir ziyaretiyle başlayan gün, salonlara sığmayan bir kalabalıkla noktalandı. Hüseyin Baş’ın gençlere yönelik mesajları, salondaki en yüksek alkışı alan bölümlerdi.
Sonuç olarak BTP’nin 9. Olağan Büyük Kongresi, sadece bir siyasi toplantı değil; Türkiye’nin içinden geçtiği arayış dönemine karşılık veren bir hareketin görünür hale gelişi olarak okunmalı. Genç bir lider, dinamik bir kadro, sahada büyüyen örgütlenme ve Atatürk ilkelerini merkezine alan bir siyaset… Tüm bu unsurlar birleştiğinde, Türkiye’de siyaset sahnesinin yeniden şekillendiği bir döneme tanıklık ettiğimizi söylemek abartı olmaz. BTP’nin adını bundan sonra daha sık duyacağız gibi görünüyor.
