Arama

“Vatandaşın Sofrası, Vicdansızların Oyun Alanı Olamaz”

26/09/2025 04:02 | Son Güncelleme : 26/09/2025 06:49 | Müslüm OKATAN


“Vatandaşın Sofrası, Vicdansızların Oyun Alanı Olamaz”

Gaziantep, sadece Türkiye’nin değil dünyanın gastronomi başkentlerinden biri. Yüzyıllardır bu şehirde yemek bir kültür, sofra bir gelenek, damak tadı bir miras olarak yaşatılıyor. Ancak böylesine köklü bir mutfak kültürüne sahip bir şehirde, son günlerde ortaya çıkan bir tablo, hepimizi derinden sarstı.

Gıda denetimlerinde, bir kasabın insanın hayal bile edemeyeceği bir düzenek kurduğu ortaya çıktı. “Bu kadarına da pes!” dedirtecek bir yöntemle etleri hileli şekilde satmaya kalkışması, aslında sadece ticaret ahlakına değil, insan sağlığına da büyük bir ihanetti. Çünkü mesele basit bir hile değil; mesele halkın sağlığıyla, çocuklarımızın geleceğiyle oynanmasıdır.

 

Bu noktada artık şu soruyu yüksek sesle sormamız gerekiyor: Biz ne yiyoruz? Soframıza gelen etin gerçekten sağlıklı olduğundan nasıl emin olabiliyoruz?

Çünkü vatandaş güvenerek kasaba giriyor, parasını veriyor ve en temel hakkı olan sağlıklı gıdayı almak istiyor. Ancak gördüğümüz manzara, bize o güvenin ne kadar suistimal edildiğini gösteriyor.

Burada büyük sorumluluk yerel yönetimlere, belediyelere ve ilgili kurumlara düşüyor. Bir kez yapılan denetimle yetinilemez. Denetimler aralıklarla değil, sürekli olmalı. Gerekirse her hafta aynı işyerleri kontrol edilmeli. Çünkü “Bugün temizdi, yarın da öyledir” anlayışı, vatandaşın sağlığını tehlikeye atar. İnsan hayatının değeri bu kadar ucuz olmamalı.

Bu şehri yönetenler, zabıtalar, tarım müdürlükleri ve yetkililer artık daha uyanık, daha kararlı ve daha titiz olmak zorundalar. Söz konusu olan sadece birkaç kilo et değil; söz konusu olan bir şehrin sağlığıdır. Unutmayalım, sağlığın telafisi yoktur. Hileyle kazanılan üç kuruşun bedeli, toplumun geleceğiyle ödenmemeli.

Gaziantep, kebabıyla, baklavasıyla, mutfağıyla dünyaya nam salmış bir şehir. Ancak gıda hileleriyle anılır hale gelmek, bu şehre yapılacak en büyük kötülüklerden biridir. Birkaç vicdansızın düzenek kurarak yaptığı sahtekârlık, tüm bir şehrin itibarını lekeleyemez. İşte bu nedenle, yetkililerin bu konunun üzerine daha sıkı gitmesi, halkın güvenini yeniden tesis etmesi gerekir.

Sonuç olarak; mesele sadece bir kasabın düzeni değil, mesele insan hayatıdır. Soframıza koyduğumuz her lokmanın güvenle yenilmesi için, denetimler daha katı, cezalar daha caydırıcı olmalı. Çünkü gıda, bir insanın en temel hakkıdır. Bu hakkı gasp edenlere de asla göz açtırılmamalıdır.

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.