ENFLASYONUN GÖLGESİNDE YAŞAM MÜCADELESİ
17/09/2025 09:43 | Son Güncelleme : 17/09/2025 11:45
| Müslüm OKATAN

Ekonominin en temel göstergelerinden biri olan enflasyon, artık sadece rakamlardan ibaret değil; hayatlarımızın tam ortasında, soframızda, cebimizde, hatta hayallerimizde hissediliyor.
Bir zamanlar markete gidildiğinde alınan torbalar dolup taşarken, bugün aynı bütçeyle bir fileyi doldurmak bile zorlaştı. Vatandaşın alım gücü adım adım eriyor. Maaşlar kâğıt üzerinde artsa da raflardaki fiyat etiketleri çok daha hızlı yükseliyor.
Özellikle dar gelirli vatandaş için durum giderek daha ağırlaşıyor. Pazarda elini uzattığı sebzeyi, kasapta gözü kaldığı eti, manavda almak istediği meyveyi çoğu zaman geride bırakmak zorunda kalıyor. Çünkü hesap yapıyor; faturaları, kirayı, çocuğun okul masraflarını düşündüğünde mutfak harcaması ikinci plana itiliyor.
İşin en acı tarafı, bu durum artık sadece düşük gelirli kesimin değil, orta sınıfın da sorunu hâline gelmiş olması. Dün "rahat yaşayan" vatandaş bugün kemer sıkmak zorunda kalıyor.
Enflasyon, sadece cebimizi değil; psikolojimizi de zorluyor. Geleceğe dair kaygılar, gençlerin umutlarını, ailelerin huzurunu gölgeliyor.
Şunu net olarak görmek lazım: Ekonomik istikrar sağlanmadıkça toplumsal huzur da tam anlamıyla sağlanamaz. İnsanların güvenle alışveriş yapabildiği, ay sonunu kaygısız getirebildiği bir düzen, her şeyden önce bir refah meselesi değil, bir insan onuru meselesidir.
Bugün yaşadığımız hayat pahalılığı, sadece sayılarla değil, sokaktaki insanın gözlerindeki yorgunlukla ölçülmeli. Ve artık bu tabloyu değiştirecek kalıcı çözümler üretilmeli.





